Tayyi Mekân Ne Demek?
Bazen kelimeler insanın içini öyle bir yakalar ki, ne olduğunuzu, ne hissettiğinizi aniden sorgulamaya başlarsınız. Bütün o karmaşanın içinde, tek bir anlamla yüzleşmek… İşte bugün, size Tayyi mekân’ın ne demek olduğunu anlatmak istiyorum. Bunu yaparken de bir anıdan, bir yerden, belki de bir duygudan söz edeceğim. Çünkü bu kelimenin tanımını anlamak, bazen yaşadığımız bir anı yeniden yaşamak gibidir. Kayseri’nin taş sokaklarında bir gece, bir akşamüstü, bir sabah gibi…
Bir Akşamüstü Tayyi Mekân
O akşamüstü, Kayseri’nin karanlık gökyüzü ile sabahki maviliğin arasında bir geçiş anıydı. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum, ama hala güneşin kızıllığını içimde hissediyorum. Şehrin o hiç değişmeyen, geleneksel havası ve insanları… Her şey sanki normaldi. Fakat, tam da o sırada, bir telefon geldi. Arkadaşım Mert’ten. Sesinde bir gariplik vardı, sanki bir şeyleri bana anlatmaya çalışıyordu ama kelimeler bir türlü yerine oturamıyordu.
İçimde bir şeyler kıpırdamaya başladı. Mert, bana “Tayyi mekân”dan bahsetti. Anlamadım. Hızla geçen bir telefon konuşmasından sonra, o kelimeyi araştırmaya başladım. Bir şeyler hissettim. O garip his, aklımdan çıkmadı. Tayyi mekân ne demekti?
Tayyi Mekân: Bir Anın Anlamı
Birçok kişinin duymadığı bir terimdi bu, ama içimde bir şeyleri değiştiren bir anlam taşıyor gibiydi. Tayyi mekân, aslında bir yerin mesafesinin, zamanın kısa bir an içinde birleştirilmesi demekti. Kısaca, bir yerden bir yere, hiç vakit kaybetmeden gitmek gibi. Bir bakışta, bir adımda, bir anda… Uçsuz bucaksız bir alanı, bir düşünceyi ya da bir anı hızla geçip gitmek.
Ve tam o an, bir ışık yandı kafamda. Mert’in konuştuğu şeyi anlamıştım. Tayyi mekân sadece bir kelime değil, bir duyguydu. Bir yerde, bir zamanda, bir yerin içinde kaybolmuşken, bir anda başka bir yerde olabilme hayaliydi. İnsan olmak, zamanın ve mekânın ötesine geçebilmekti. İçimdeki duygular, birdenbire çok güçlü bir şekilde yükseldi. Heyecanla dolduğum o anı hala hatırlıyorum.
Kayseri’nin Gecesinde, Tayyi Mekân’ı Yaşamak
Kayseri’de, o akşam biraz dolaşmaya karar verdim. Biraz yalnız kalmaya, düşüncelere dalmaya… Gün batımından sonra, şehir tam anlamıyla başka bir kimliğe bürünüyordu. Sokaklar daha sakin, hava ise biraz daha serindi. Bütün bu sakinlik, kafamda Tayyi mekân’ın anlamını daha derinlemesine düşündürüyordu.
İçimdeki heyecan, biraz da hayal kırıklığıyla karıştı. Bu kelime bana neyi anlatıyordu? Gerçekten de yer ve zaman arasında bir yolculuk yapabilir miydim? Bir yerden bir yere gitmek, zamanın ne kadar önemli olduğuna dair derin bir farkındalık uyandırmıştı bende. Hızla geçip giden anların içinde, bir anı ne kadar kısa süreyle yaşadığımızı düşündüm.
Bir yanda zamanın kısıtlılığı, diğer yanda ise içimdeki özgürlük duygusu… Tayyi mekân, bana zamanın ötesinde bir yerlere gitmenin, bir anda başka bir evrende olmanın hayalini kurduruyordu. Ama bu düşünce bana bir tür yalnızlık da hissettirdi. Hızla geçip gitmek, insanı kaybolmaya, yalnızlaşmaya mı itiyordu? Ne de olsa, Tayyi mekân bir şekilde mekânın ötesine gitmekse, belki de insan, bazen bu hızlı geçişlerle kayboluyordu.
Tayyi Mekân ve İçimdeki Hayal
Bazen, geçmişin izlerini hatırlamak, bir yerden başka bir yere gitmek gibi bir şey olur. Ama asıl mesele, aslında her yere gitmenin mümkün olup olmamamsıdır. İçimdeki o “gitsin, keşfetsin, yaşasın” duygusuyla Tayyi mekân bir anlam kazandı. Sonra, birdenbire düşündüm, belki de her şey biz insanların hayalinde var oluyordu. Bir yere gitmek, sadece zihinde yer alan bir hareketti. O gece, Kayseri’nin ışıkları arasında, ruhum bir yere gitmişti. Tayyi mekân’ı ruhumda hissetmiştim, belki de var olduğum her yer, aslında buradaydı.
Bir an, her şeyin hızla geçip gittiğini düşündüm. Ama bir yandan da bir yerin ve zamanın ötesinde olmanın, aslında bambaşka bir dünyada, başka bir hayatı yaşamanın ne kadar hayali ve güçlü bir şey olduğunu fark ettim. Tayyi mekân, sadece bir kelime değil, hayatın kendisiydi. Zaman ve mekan, bir adımda birleşebiliyordu. İçimdeki hayal gücü, beni daha özgür hissettirdi. Yalnızlık ve hayal kırıklığı, bu özgürlükle birleşmişti. Her yer ve her zaman, aslında içimdeydi.
Sonuç: Tayyi Mekân, İçindeki Duygular
Şimdi, Tayyi mekân’ı düşündüğümde, aklımda beliren her şeyin bir anlamı var. O anın içindeki tüm duygular, bir zamanlar hep hayalini kurduğum bir dünyada yaşadığımı bana hatırlatıyor. Zaman ve mekânın ötesine geçmek, bir bakıma, aslında kendini keşfetmekti. Geçip giden anların hızında, biraz daha derinleşmekti. Tayyi mekân, bana bunun mümkün olduğunu anlatıyordu.
Hayal kırıklığı, umut, özgürlük ve kaybolmuşluk… Tayyi mekân, bir kelimenin ötesinde, hepsini bir arada barındırıyordu.